KARABAŞLARDA BESLENME

KARABAŞLARDA BESLENME

Paylaş / Yazdır :


BEĞEN & PAYLAŞ Teşekkürler 😉

Karabaşlar dev ırk köpeklerdir. Ortalama 80 kg ağırlığa ve 80 cm cidago yüksekliğine sahip bu devasa köpeklerin beslenme giderleri az değildir. Bu da önemli bir sorunun ortaya çıkışına neden olmakta. Düzensiz ve kalitesiz beslenme…

Bilindiği gibi köpekler etçil canlılardır, dolayısıyla Karabaş’lar da öyle… Köpeklerin insanla geçirdikleri binlerce yıl içinde artık hem etçil hem otçul olduğunu hatta daha da ileri giderek artık otçul yaşama ayak uyduracak şekilde sindirim sistemlerinin değiştiğini iddia eden komik ve cahil kitap yazarları olduğunu üzülerek görüyoruz. Tabi ki böyle bir şey yok. Veterinerlikle ya da yetiştiricilikle zerre alakası olmayıp kitap yazma cesareti göstermiş bu gibi kişilere lütfen itibar etmeyiniz. Köpeğinize kalıcı zararlar verirsiniz.

Köpekler etçil olduklarından hayvansal protein ağırlıklı beslenmelidirler. Sindirim sistemini düzenlemek içinse probiyotik ve lif takviyesi yapılmalıdır. Besinlerinde yeterli miktarda vitamin ve mineral de bulunmalıdır. Tüm bunlar Karabaş’lar için de geçerlidir.

Karabaş’ımı ne şekilde beslemeliyim? En iyi yem yal mıdır?

Karabaş’lar bir program dahilinde, her gün aynı saatlerde ve aynı kişi tarafından beslenmelidir. Aksi durumlar stres yaratır. Beslenme şekilleri ya da mama markaları arasında ani geçişler yapılmamalıdır. Kuru mamalar için paket üzerinde yer alan geçiş oranları takip edilmelidir. Karabaş, yemek yedikten sonraki 2 saat içinde koşturulmamalı, hızlı ve güç isteyen aktivitelere sokulmamalıdır. Aksi durumlar sindirim sisteminde ölümcül etkilere yol açabilir.

En iyi yem yal değildir. Yal, imkanların kısıtlı olduğu köy ortamında Karabaş’ın hayatta kalmasına yetecek kadar enerji veren, düşük maliyetli, son derece kalitesiz, içerik olarak tamamen eksik ev yapımı bir yemdir. Yalın içine katkılar ekleyerek onu zenginleştirmek ve bir miktar daha faydalı hale getirmek mümkün olsa da bu onun tahıl olduğu ve Karabaş’ınızın inek olmadığı gerçeğini değiştirmez.

Karabaş sahiplerinin köpeklerine verdikleri yemleri en iyiden en kötüye sıralarsak şöyle bir listeyle karşılaşırız;

1. Yüksek kaliteli hazır kuru ve yaş mamalar.
2. Yüksek kaliteli içeriği olan ev yapımı köpek mamaları.
3. BARF diyeti.
4. Orta kaliteli hazır kuru ve yaş mamalar.
5. Orta kaliteli içeriği olan ev yapımı köpek mamaları.
6. Düşük kaliteli hazır kuru ve yaş mamalar.
7. Düşük kaliteli içeriği olan ev yapımı köpek mamaları.
8. Broiler (etlik) tavuk yemiyle besleme
9. Yal
10. Ev yemekleri ve mutfak artıkları.

Kuru mama kalitelerini kıyaslamak için buraya tıklayarak listemize ve marka incelemelerine göz atabilirsiniz.

Yukarıdaki listeye ilk baktığımızda en iyi beslenmenin yüksek kaliteli hazır kuru ve yaş mamalar ile sağlandığını görüyoruz. Bunun nedeni tahıl barındırmayan, çeşitli kaliteli hayvansal protein kaynaklarına sahip kaliteli kuru ve yaş mamaların tam da köpeklerin ihtiyaç duyacakları içeriklere doğru oranlarda ve yeter miktarda sahip olmalarıdır. Profesyonellerce hazırlanan bu mamalar her zaman en iyi tercihtir. Ancak çoğunlukla aşırı pahalıdırlar ve bu nedenle Karabaş gibi fazla tüketen ırklarda tercih edilme oranları çok düşüktür.

En kötü beslenmenin ise ev yemekleri ve mutfak artıklarıyla yapılan beslenme olduğunu görüyoruz. İnsanlar için hazırlanmış yemekler köpekler için uygun değildir. Özellikle Türk mutfağı bizim için bile son derece zorlayıcı iken Karabaş’lar için mayın tarlası gibidir. Yüksek tuz ve yağ oranı, her yemekte bulunan soğan,salça,tuz vs. gibi Karabaş için son derece zararlı olan gıda maddeleri bu besinleri gıda kaynağı olmaktan çıkarıp zehir haline dönüştürür. Bu nedenle köpeğiniz için hazırladığınız en kötü yem bile ev yemekleri ve mutfak artıklarından iyidir.

Listenin üçüncü sırasında BARF diyetini görüyorsunuz. BARF diyetini kısaca çiğ etle besleme olarak özetleyebiliriz, İngilizce açılımı ise
“bone and raw food” yani “kemik ve çiğ yemek”tir. Burada kastedilen çiğ yemek ise aslında çiğ ettir. Et dışında az da olsa vereceğiniz diğer her şeyi de çiğ vermenizi salık veren bir diyet şeklidir. Örneğin bazı meyve ve sebzeler gibi… Aslında Karabaş’lar için oldukça kaliteli bir beslenme şeklidir, genetik yapısına son derece uygundur. Ancak hem çok maliyetlidir hem de ülkemiz şartlarında et içeriğinde bulanabilecek parazitler ve çeşitli hormonlar, antibiyotik ve başka ilaç kalıntıları gibi etmenlere ilave olarak etlerin kemikleriyle beraber verilmesinden doğabilecek semptomlar nedeniyle de oldukça risklidir. Bu nedenle dikkatli ve bilinçli uygulanması gereken bir diyettir. Ne yaptığınızdan emin değilseniz bu diyeti kesinlikle denemeyin. Çok araştırın, öğrenin, hali hazırda “doğru ve sorunsuz şekilde” uygulamakta olan tecrübeli birinden ve veterinerinizden bilgi alın ve ona göre uygulayın, derim. Ayrıca unutmayın bu diyette sadece çiğ et vererek besleme yapılmaz. Lif, probiyotikler, vitamin ve mineral takviyesi gibi konulara dikkat etmek, bazı sebze ve meyveleri de uygun koşullarda sunmak gerekir. Karabaş’a uygun ayrı ve özel bir BARF diyeti bulunmaz. Karabaş’ınız kilosuna göre menülerden derleme yapabilirsiniz. Bir küçük tavsiyede daha bulunmak isterim, BARF uygulayacaksanız Karabaş’ınızın özellikle iç parazit uygulamalarını daha sıkı takip ediniz ve özellikle yaz aylarında ve sıcak coğrafyalarda uygulama sıklığını ayda bire kadar sıklaştırınız. Karabaş’ınızın dışkılarını sürekli takip ediniz. Konuyla ilgili yazımızı “buraya tıklayarak“okumanızı tavsiye ederim.

BARF dışında listede göreceğiniz bir diğer madde ise ev yapımı köpek mamaları. Benim de tavsiye ettiğim ve kullandığım yöntem budur. Her gün zaman ayırmak zorunda olmanız ve çok da ucuza mal olmaması gibi nedenlerle herkes için uygun olmayabilir. Ancak ben şuan sahibi bulunduğum 4 köpeğim için sabah öğünü olarak orta kalite hazır kuru mama ve akşam öğünü için ise yüksek kaliteli ev yapımı köpek maması ya da hazır yaş mama şeklinde uygulamaya devam ediyorum. Bazen vakit olmadığında ya da çok üşenirsem her iki öğünde de hazır kuru mama verdiğim de oluyor ancak bu durum haftada bir ya da iki kezi aşmaz. Hasta da olsam kalkar yaparım. Ev yapımı köpek mamasını nasıl hazır edeceğimiz konusunda da biraz konuşalım… Ben Şubat 2019 itibariyle sahibi bulunduğum 4 köpeğim için akşam öğünü olarak 4 kg yem hazırlıyorum. Köpeklerimin 3’ü yetişkin ve günde 2 öğün besliyorum. Biri ise yavru 4 öğün besliyorum. Yavrunun 4. ve son öğününü bu ev yapımı mamaya denk getiriyorum, yani onun diyeti ayrı. Karabaş’ım şuan yaklaşık 1 yaşında ve 70 kg, ona 2 kg akşam öğünü veriyorum. Yavru Karabaş’ım şuan yaklaşık 20 kg civarı dolayısıyla 750 gr kadar ona veriyorum. 20 kg civarı bir de sokaktan sahiplendiğim kırma bir köpeğim var o da 750 gr kadar yiyor ve son olarak da Pomeranian ırkı köpeğim de 500 gr kadar yiyor. Mamayı sadece köpeklerim için kullandığım düdüklü tencerede pişirip soğutup veriyorum. Mamanın %75’i çeşitli yerlerden edinebildiğim et, tavuk, akciğer, vs. gibi kaliteli protein kaynaklarından, %10’u makarna ya da ekmek, %10’u su ve kalan %5’i de köpek tüketimine uygun mevsim sebze ve meyvelerinden oluşuyor. Bu karışımın içine bir çay kaşığı kadar tuz ekleyip yarım saat pişirip soğutuyorum. Kesinlikle ev yemeği kalıntısı vermiyorum. Bazen makarna yerine ekmek ya da pirinç eklediğim de oluyor. Bulgur eklemiyorum. Tuzu asla artırmıyorum. Servis yapmadan önce gereken vitamin mineral katkılarını yem kaplarına ekliyorum yalnızca akşam öğününde. Sizlere de tavsiyem bu şekilde bir tarif olacak. Sabah öğünlerinde ise yedikleri kadar veriyorum,kaplarında kalmasına izin vermiyorum ancak yaklaşık olarak yukarıdaki gramların yarısı ya da çeyreği kadar yiyorlar.

Listede görünce şaşırmış olabileceğiniz bir yöntem de broiler tavuk yemiyle beslemedir. Benim tavsiye ettiğim ya da uyguladığım bir yöntem olmamakla beraber, yal gibi, literatürde yeri olduğundan sizin de öğrenmek isteyeceğinizi düşündüğümden bahsetmekte fayda görüyorum. Tavuklar bildiğiniz gibi hepobur (hepçil, omnivor) canlılardır. Yani bir tavuğu bir an darı ambarını patlatırken yakalayabildiğiniz gibi bir başka an akrep ya da yılan gibi azılı etçilleri gagalarken görebilirsiniz. Tavuklar bildiğiniz gibi özellikle sıcak coğrafyalarda böcek, akrep, kuyruklu, yılan hatta fare gibi zararlılardan korunmak için ev etrafında beslenirler. Çünkü bunları avlayıp tüketirler. Tavuklar hakkında bu bilgileri size Karabaş’ları etlik piliç yemiyle beslemenin aslında çok da kötü bir fikir olmadığını, yaldan daha iyi bir seçenek olabileceğini izah etmek için verdim. Yumurtalık ya da gezen tavuk yemi yerine etlik tavuk yemini tercih etmemizin sebebi ise tavukları hızla etlendirmek için içeriğinde bolca protein olması. İçerik detaylarıyla kafanızı şişirmek istemiyorum ancak broiler piliç yeminin ilginç şekilde köpekler için uygun olduğunu da söylemek zorundayım, istemeye istemeye. Eğer herhangi bir sebeple elinde bolca ve ucuza temin edilmiş broiler piliç yemi olan bir okurumuzsanız bu alternatifi de değerlendirmenizi önermek zorundayım. Yal vereceğinize bunu verin. Ama tabi ki önce listede daha yukarıda bulunan seçenekleri değerlendirin. Yemi nasıl vereceğinizden de bahsedelim. Tabi ki olduğu gibi vermiyoruz. Yemin içine bir yaşına kadar süt ya da kemik suyu, bir yaşından sonra ise süt dışı sıvılarla, kemik ya da et suyu gibi, sulandırıp hamur kıvamında veriniz. Daha cıvık ya da kuru olmasın. Benim tavsiyem ise sadece bu gıdayla beslememeniz yönünde. Ama yaşama payı için gerekli tüm gıdaları bu şekliyle alacağını da kabul etmek zorundayım.

Tekrar gelelim yal konusuna. Yal, bildiğiniz gibi, çoban köpeklerinin beslenmesinde geleneksel olarak kullanılan bir karışım. Basitçe arpa ununun içine kaynar su dökülerek kabaca pişirir gibi yapıp hafif katılaştırıp Karabaş’lara verilir. Yaşama payına yetecek kadar yani hayatta kalmaya yetecek kadar enerji verir sadece. Klasik yal tarifinde hiç bir hayvansal gıda yoktur. Yalnızca arpa ve su bulunur. Bu şekilde beslenen köpeklerin oldukça ufak kaldıkları ve zayıf oldukları görülebilir. Sürü sahipleri köpeklerinin irileşmesini istemedikleri için yalla beslerler, ancak genelde asıl sebep ekonomiktir. Arpanın bol ve ucuz oluşu temel etkendir. Köpek, enerjisini büyümek için harcayamaz yalnızca hayatta kalmasına yeter böylelikle sürü sahipleri ufak kalan köpeklerinin daha hızlı ve çevik olacaklarına inanırlar. Bence bu tartışmalı bir konudur ancak durum budur. Dolayısıyla yal Karabaş için uygun ya da yeterli bir besin değildir. Şanslı bazı Karabaş’ların yallarının içine süt ya da kemik suyu konur. Bunun ilave bir katkısı olduğu muhakkaktır ancak yalı kaliteli bir besin haline getirmez. Sütün ileri yaşlarda sindirilemez hale gelmeye başladığı da unutulmamalıdır.

En kötü beslenme şekli ise ev yemeklerinden artanları ve mutfak atıklarını yedirmektir. Son derece tehlikeli ve ölümcüldür. Üzerinde çokça konuşmaya dahi gerek yok. Yalnızca Karabaş’lara değil hiç bir köpeğe ev yemeği artığı ve mutfak artığı verilmez. Beslediğiniz şey bir çöp öğütücüsü değil canlıdır. Kaliteli beslenmeyi hak eder, onun bu ihtiyacına saygı duymak ve gidermek ZORUNDASINIZ. Kanunen ve vicdanen…

Genel prensip olarak Karabaş’lara da diğer köpeklere de tahıl oranı düşük ya da sıfır olan gıdalar yedirilmelidir. Tahıl oranı arttıkça mama kalitesi düşer. Bu prensibi aklınızda tutarak neyin yeterli neyin yetersiz olduğuna kabaca karar verebilirsiniz. Bu sayede etkin besleme ile maliyet kontrolü arasında denge kurmanız kolaylaşır.

Küçük bir not, sütün fazlası ishal eder. Sürekli aşırı protein, eksik lif ve eksik probiyotikler de sistem florasını bozarak ishale neden olur. Bu durumlar böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Yumurtayı da süt kesimi ardından 15 günde birden sık vermeyiniz. Karaciğer sorunlarına neden olabilir. Bu dönemlerde pişirerek veriniz.

Çikolatadan bahsetmiyorum bile, sakın! Soğan, sarımsak, tuz, salça, patlıcan, aman!!!

Karabaş’a neyin iyi geldiğini, neyin zararlı olduğunu ve neyin etkisiz olduğunu buraya tıklayarak ulaşacağınız listeden kontrol edebilirsiniz.

Karabaş beslenmesinde dikkat edilmesi gereken bir nokta da öğün sıklığıdır. Aşağıdaki başlıkta ondan da bahsettim.

Yavru Karabaş’larda beslenme nasıl olmalıdır?

Karabaş’ınız yavruyken annesi de izin verirse ve yanındaysa 2-3 ay kadar emmesine izin veriniz. Genelde yavrular 1,5 aylıkken sütten kesilirler. Bu nedenle 3 ay emebilmeleri pek de görülen bir durum değildir. İlk 3 ay içinde yavruların sütten kesilmesini takiben piyasadan temin edebileceğiniz köpek süt tozu ile yavruyu 3 aya ulaştırınız. Temin edemezseniz hazır süt kullanmayınız, köylerden inekten sağıldığı gibi çiğ temin etmeye çalışınız. Onu da bulamadıysanız pastörize edilmemiş günlük süt kullanınız. Sütü 1/3 ya da 1/2 oranında sulandırınız. Bu önlem ishal riskini azaltır. İnek sütü köpek sütünden 3 kat daha fazla kalori, %15 daha az protein içerir. Bu aşırı laktoz oranı ishale neden olur. Bu süreçte biberon kullanmanız gerekebilir. Biberonla emzirecekseniz yavruyu karnından tutmayın, göğsünden tutun. Biberonu hafif yukarıda tutun ama çok dikmeyin. Yavruyu insan yavrusu gibi sırt üstü yatırmayın kesinlikle. Yavrunun tırnakları emerken sizi rahatsız edebilir bulaşık eldiveni kullanın. Biberon deliğini aşırı büyütmeyin. İhtiyaç oldukça yavaşça genişletin. Karnı genişlemeye başlayınca emzirmeyi kesin. Karnının aşırı şişmesine izin vermeyin. Kendi keserse emmeye devam etmesi için zorlamayın. Her süt içiminden sonra süt değen her yerini ve gözlerini bebe ıslak mendiliyle silip kurulayınız. Normal ıslak mendil ya da kolonyalı mendil sakın kullanmayın! Suyla silip kurulayın daha iyi. Bu ilk 3 aylık dönemde 1,5 aydan itibaren süte bir adet çiğ yumurta karıştırınız. Ayrıca makat bölgesine de ıslak mendille sakince masaj yaparak dışkılamaya ve işemeye teşvik etmelisiniz. Bunu ilk 2 ay boyunca 3 saatte bir yapmalısınız. 3 ayını dolduran Karabaş’ınızı artık kaliteli bir dev ırk yavru kuru köpek maması ile besleyebilirsiniz. 3-6 ay arasında günde 4 öğün beslemelisiniz. Bu öğünlerin 1’inde çiğ yumurtayı süte karıştırıp veriniz. Bir öğününde kaliteli yavru yaş köpek maması veriniz. 2 öğününde ise kuru mama veriniz. 6-9 aylık dönemde öğün sayısını 3’e düşürerek süt vermeyi kesiniz. 1 öğün yaş 2 öğün kuru yavru köpek maması veriniz. 9-12 aylık dönemde 2 öğüne düşürünüz. Bir öğün kuru bir öğün yaş yavru köpek maması veriniz. Bir yaşını doldurduktan sonra sıcak aylarda bir öğün soğuk aylarda iki öğün besleyiniz ve bunu ölene kadar sürdürünüz. 12 ayın ardından 6 ay daha yavru köpek mamasına devam edebilir ya da yetişkin mamalarına geçebilirsiniz. 12 ay sonrasında bir kaç öğünde bir yaş mama veriniz.

Karabaş’ınızı sürekli önünde mama olacak şekilde beslemeyiniz. Bunun çeşitli hijyenik, psikolojik ve kiloyla ilgili riskleri vardır. Gerek yok.

Karabaş yavrularının çok kilolu olmalarını istemeyiz çünkü gelişimlerini bozar. İskelet yapısına gereksiz baskı yaparak şekil ve gelişim bozukluklarına neden olabilir. Hızlı gelişmelerini de benzer nedenlerle istemeyiz. Aşırı kilolu ya da aşırı zayıf olmayan dengeli bir gelişim seyri en iyisidir.

Karabaş’ınızın hayatı boyunca yanında istediği zaman istediği kadar içebileceği miktarda klorsuz, temiz ve taze su bulunmalıdır. Mümkünse çeşmeden değil kendi içtiğiniz damacana ya da filtre sudan veriniz.

Her öğün sonrasında yemek kabını ve her tazelemede su kabını detaylıca temizleyiniz.

Karabaş’ların kalori ihtiyaçlarına da göz atmakta fayda var. Ancak konuya başlarken hemen belirteyim vereceğim bu değerler ortama değerlerdir. Karabaş’ınızın ortalama bir ev köpeği olduğu varsayımıyla verdiğim miktarlardır. Dolayısıyla eğer Karabaş’ınız karakteri gereği çok hareketli ve enerjikse ya da sürekli hareket halinde olan bir iş köpeğiyse, örneğin sürü korumada görevli ise, bu değerleri hareket miktarına bağlı olarak 1,5 ya da 2 kat kadar arttırmalısınız. Karabaş’larda kalori ihtiyacı canlı ağırlığı üzerinden hesap edilir. Karabaş için kg başı kalori ihtiyacı 50 kcal – 60 kcal kadardır. Yavruyu tarttınız 10 kg geldi, günlük en az 500 kcal almalıdır. Tartıda 80 kg gördüyseniz en az 4000 kcal almalıdır. Kuru yemlerin üzerindeki tarifleri de takip etmeniz mümkün tabi ki. Kuru yemlerde HE kodlu yüksek enerjili mamaları da tercih edebilirsiniz. Mamaların üzerilerinde enerji miktarları yazar, kendiniz yem hazırlayacaksanız da lütfen internetten gıdaların enerji miktarlarını araştırarak yem hazırlayınız. Unutmayınız ki 1 kg arpa ile 1 kg kırmızı et arasında enerji miktarları bakımından ciddi farklar olduğu gibi Karabaş’ın bu enerjiyi o gıdadan alabilme oranı da farklıdır. Temel prensip olarak etçil bir sindirim sistemine sahip olduğundan tahıl ürünlerinden internette göreceğiniz kalorileri alamayacağını çünkü verimli şekilde sindiremeyeceğini söyleyebiliriz. Kısa sindirim sistemi ve sindirim sisteminin florası buna izin vermez. Tane mısır, kabuklu tane buğday gibi tahılları ise kesinlikle sindiremez. Kakalarını incelerseniz bunların oldukları gibi bozulmadan durduklarını görürsünüz. Bu da bahsettiğim efektif sindirememe ve internette bulacağınız kalorileri alamama durumuna iyi bir örnektir. Köpekler selülozu sindiremezler, ancak maksimum %5 olacak şekilde gıdalarında bulunması faydalı olabilmektedir.

Karabaş’larda vitamin, mineral ve diğer katkılar neler olmalıdır?

Biliyorum çoğunuz tek tek okumayacak ama ben genede tek tek yazacağım 🙂

A vitamini
B12 vitamini (cobalamin)
D vitamini
E vitamini


Bakır proteinat
Bakır Sülfat
Çinko Proteinat
Çinko sülfat
Demir proteinat
Demir Sülfat
Maganez Proteinat
Manganez Sülfat
Manganez Oksit

Tauruine (Taurin)
Tiamin mononitrate
Amino asit hidrat
Askorbik Asit
Aspergillus oryzae fermantasyon özü
Beta Glukan
Biotin
Çinko şelat
Enterococcus faecium
Folik Asit
Glucosamine ve Chondroitin
Pisilyum
Kalsiyum pantotenat
Karnitin
Kolin klorür
Lactobacillus acidophilus
Lactobacillus casei
Linoleic acid (linoleik asit)
Mannan Oligo Sakkarit (MOS)
Metionin
Niasin (Niacin)
Omega 6 ve Omega 3
Potasyum İyodür
Pyridoxine hidroklorür
Saccharomyces cerevisiae fermentasyonu
Sodyum selenyum
Tauruine (Taurin)
Tiamin mononitrate
Yucca Schidigera extract

Karabaş gıdasında yağ oranı ne olmalıdır?

Karabaş’ların en iyi sindirdikleri gıda hayvansal yağlardır. Sindirilme oranları %95 civarıdır. Mevsime, coğrafyaya ve yaşa göre kısaca Karabaş’ınızın enerji ihtiyacına göre yağ oranını artırıp azaltabilirsiniz. Soğuk ve dağlık bir coğrafyada sürü koruyan bir Karabaş’ın enerji ihtiyacı fazla olacağından ve soğuğa direnebilmek için vücut yağ oranının yeterli olması gerektiğinden özellikle soğuk aylarda hayvansal yağ oranını arttırmalısınız. Yaz aylarında ve kilosu artıp yağlanmış bir Karabaş için yağ oranı daha düşük bir diyet takip edilmelidir. Obezite tehlikesindeki bir Karabaş için ise yağ oranı minimuma indirilmelidir. Aşırı yağlı tüketen bir Karabaş ishal olabilir. İshal olmamışsa bile parlak yağlı boya görünümünde bir kakaya sahip olur. Bu durumda yağ oranını azaltmak daha faydalıdır. Yaşama payı diyetlerde yağ oranı %15-25 civarı, performans payı diyetlerde ise %30-50 civarı olmalıdır. Kilo takibi ihmal edilmemelidir.

Gebelerde beslenmeyi ayrı bir yazıda ele alacağız.

Sanırım hemen hemen her şeyden bahsettik. Eksik kalan yerleri lütfen aşağıya sorun yanıtlayalım. Size bir de bonus kısım hazırladım, yukarıda yazsam fazla detay kaçabilecek bazı konular aşağıda. Fazla bilgi göz çıkarmaz.

Faydası olması dileklerimle.

Bonus Bilgiler:

1. Karabaş’ların tükürükleri enzim içermez, yutmayı kolaylaştırmaya yarar sadece.
2. Proteinleri sindirebilme oranları %85-90 iken yağları sindirebilme oranları %90-95’tir. Selülozunki ise %0’dır.
3. Çevre sıcaklığı 20 C derecenin altındaki her derece enerji ihtiyacını 5 kcal ME/kg MCA artırır. – 40 C derecede 2500 kcal ilave enerjiye ihtiyaç duyar.
4. Fazla proteinli beslenme böbrek sorunlarını arttırır.
5. Mamalarında % 1-2 esansiyel yağ asidi olmalıdır. Eksikliğinde deri ve kıl problemleri yaşanabilir.
6. Kıyma, ilginç şekilde, mideyi sindirilmeden terk edebilmektedir. Bu nedenle kuş başı ya da daha iri parçalar tercih edilmelidir.
7. Sebzeleri ayrı haşlayıp verecekseniz suyuyla beraber vermelisiniz.
8. Karabaş’ın ilk 6 aydaki beslenmesi çok çok önemlidir. Hayatının kalanını doğrudan etkiler.



BEĞEN & PAYLAŞ Teşekkürler 😉

Paylaş / Yazdır :


Yorum yazın

YA DA

E-posta adresiniz kimseyle paylaşılmayacatır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Telefon: +90 532 547 5472 Whatsapp
Faks: -
Muğla
İstanbul
Araç çubuğuna atla